Gözden kaçırmayın

Sulukule'nin Mirası: Yitirilen Bir Kültür ve İkindi Vakti ÖzlemiSulukule'nin Mirası: Yitirilen Bir Kültür ve İkindi Vakti Özlemi

# İstanbul'un Unutulan Matbaa Mirası: Tarihin Sayfalarında Kaybolan Mekanlar


Osmanlı'nın entelektüel tarihinde çığır açan matbaacılık mirasının fiziksel izleri, İstanbul'un sokaklarında neredeyse tamamen silinmiş durumda. 18. yüzyılda başlayan ve modernleşme sürecinin temel taşlarından olan bu tarihi mekanlar, yangınlar, ayaklanmalar ve kentsel dönüşümle birlikte kayboldu.


İlk Müslüman Matbaasının Doğuşu


İbrahim Müteferrika'nın 16 Aralık 1727'de Sultan III. Ahmed'in fermanı ve şeyhülislam fetvasıyla Yavuz Sultan Selim semtindeki evinde kurduğu matbaa, Osmanlı İmparatorluğu'nda Arap harfli Türkçe eserler basan ilk Müslüman matbaası olarak tarihe geçti. 1729

  • 1742 yılları arasında Vankulu Lügati'nden Katip Çelebi'nin Cihannüma'sına kadar 23 cilt halinde 17 eserin basıldığı bu matbaanın bulunduğu bina günümüze ulaşamadı.


  • Teknik Eserlerin Merkezi: Mühendishane Matbaası


    1769'da Abdurrahman Efendi tarafından kurulan Mühendishane Matbaası, Müteferrika'nın matbaasından sonra açılan ve özellikle teknik ve mesleki eserlerin basıldığı önemli bir kurum olarak faaliyet gösterdi. Devletin matbaacılık alanındaki ilgisinin devam ettiğini gösteren bu matbaanın da fiziksel varlığı günümüze ulaşamadı.


    Üsküdar'da Kaybolan "İlklerin" Matbaası


    1803 yılında Harem İskelesi'nin arkasında, Selimiye Kışlası civarında faaliyete başlayan Üsküdar Matbaası, matbuat tarihimizdeki birçok "ilk"e ev sahipliği yaptı. İlk dini kitap basımı, ilk harekeli kitap, ilk atlas ve ilk tıp kitabı bu matbaada basıldı. Ancak 1826'da Yeniçeri Ayaklanması sırasında büyük zarar gören matbaa, 1843'te Selimiye Kışlası'nın ahırlarının yapımı sırasında tamamen yıkılarak ortadan kaldırıldı.


    19. Yüzyılda Matbaacılığın Yaygınlaşması


    1831'de açılan Takvimhane

  • i Amire, matbaanın devlet eliyle kurumsallaşmasının bir diğer adımı oldu. 1860'lardan sonra özel matbaaların hızla çoğalmasıyla İstanbul'un farklı semtlerine yayılan matbaa kültürü başladı. Ancak bu dönem matbaalarının orijinal binaları zaman içinde yıkıldı veya dönüştürüldü.


Fiziksel Mirasın Yokluğu ve Günümüze Yansımaları


İstanbul'un erken dönem matbaa mirasının fiziksel mekanları büyük ölçüde kayıp. Bu miras, basılan kitapların kendileri, Sahaflar Çarşısı'ndaki İbrahim Müteferrika heykeli, Yalova'daki İbrahim Müteferrika Kat Müzesi ve araştırmacıların çalışmaları üzerinden yaşamaya devam ediyor. "Mühür" ifadesi, bir yandan matbaanın kurulması için gerekli olan padişah fermanını temsil ederken, diğer yandan sonraki süreçte devletin sansür ve denetim mekanizmalarını simgeliyor.