Gözden kaçırmayın

Bakırköy Rıhtımı'nda Kaybolan Denizcilik Kültürünün HüznüBakırköy Rıhtımı'nda Kaybolan Denizcilik Kültürünün Hüznü

Köy yaşamının dingin ortamında, taş, yaprak, dal ve toprak gibi doğal malzemelerle anlık şiir kompozisyonları oluşturan yeni bir disiplinlerarası sanat pratiği öne çıkıyor. 1950'lerde Brezilya'da ortaya çıkan somut şiir akımı ile enstalasyon sanatının kesişiminden doğan bu yaklaşım, şiirin hem içeriğini hem de fiziksel formunu doğal çevreyle bütünleştiriyor.


Doğal Malzemelerin Şiirsel Dönüşümü


Bu sanat pratiği, somut şiirin geleneksel şiirin lineer yapısından koparak kelimelerin ve sembollerin görsel düzenlemesine odaklanan temel özelliklerini taşıyor. Ancak bu kez harf ve kelimelerin yerini köy ortamında bulunan taş, yaprak, dal, kum ve çiçek gibi organik malzemeler alıyor. Bu malzemelerle oluşturulan kompozisyonlar, enstalasyon sanatının mekâna özgüllük ilkesi doğrultusunda, köyün topoğrafyası, bitki örtüsü ve su kaynakları gibi unsurlarla doğrudan etkileşime giriyor. Örneğin, bir dere kenarında taşlarla oluşturulan bir dize, suyun akışıyla diyaloğa geçerek anlam katmanları oluşturuyor.


Geçiciliğin Sanatı ve Belgeleme


Bu pratiğin en dikkat çekici yanı, eserlerin efemeral (geçici) doğası. Doğal malzemelerle yapılan kompozisyonlar, zaman içinde değişime, bozulmaya veya doğaya karışmaya açık. Rüzgarın yaprak kolajını dağıtması veya yağmurun toprak üzerine çizilmiş yazıları silmesi, sanatın sürecini ön plana çıkarıyor. Bu geçicilik, Japon "wabi

  • sabi" estetiğindeki kusurluluk ve kalıcı olmama felsefesiyle paralellik gösteriyor. Sanatçılar ve katılımcılar, bu anlık deneyimleri fotoğraf ve video aracılığıyla belgeleyerek efemeral olanı arşivliyor.


Topluluk Katılımı ve Kolektif Yaratım


Köy gibi kırsal ortamlar, bu disiplinlerarası pratiğin aynı zamanda topluluk katılımına açık bir forma bürünmesine olanak tanıyor. Yerel halkın katılımıyla kolektif bir yaratım süreci işliyor. Taş mozaik şiirler, yaprak ve dal kolajlar veya toprak üzerine çizimler gibi uygulama senaryoları, katılımcıların doğal malzemelerin şiirsel potansiyelini keşfetmesine aracı oluyor. Bu süreç, sanatın toplumsal boyutunu güçlendirirken, doğa, dil ve göstergebilim arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmeye davet ediyor.