Gözden kaçırmayın

Bakırköy Rıhtımı'nda Kaybolan Denizcilik Kültürünün HüznüBakırköy Rıhtımı'nda Kaybolan Denizcilik Kültürünün Hüznü

Kadıköy'ün Simgesi Olan Dört Yel Değirmeni Günümüze Ulaşamadı


Osmanlı İstanbul'unda değirmenler, şehrin temel gıda ihtiyacı olan ekmeğin üretiminde hayati bir rol oynuyordu. Kentin un ihtiyacını karşılayan bu yapılar arasında, rüzgârdan faydalanan yel değirmenlerinin sayısı ise oldukça sınırlıydı. Özellikle Kadıköy Yeldeğirmeni semtine adını veren dört yel değirmeni, şehrin bu alandaki önemli ancak kaybolan mirasını temsil ediyor.


Bir Semte Adını Veren Değirmenler


Araştırmalar, I. Abdülhamid döneminde (1774

  • 1789) inşa edilen dört yel değirmeninin, İbrahim Ağa, Rasimpaşa Camii civarı, eski karakolun bulunduğu yer ve Osmangazi İlkokulu bahçesi gibi noktalarda konumlandığını ortaya koyuyor. Bu değirmenler, sarayın, ordunun ve halkın un ihtiyacını karşılama işlevi görüyordu. Ancak tarihi süreç içerisinde, bu dört değirmenin hiçbiri günümüze ulaşamadı. "Beş yel değirmeni" iddiasını destekleyecek yeterli tarihi belge bulunmuyor; mevcut kayıtlar dört değirmenden bahsediyor.


  • Unkapanı'nda Endüstriyel Bir Miras: Buharlı Değirmen


    19. yüzyılın sonlarında, Unkapanı'nda gelenekselin ötesine geçen bir yapı yükseldi: Beş katlı, beşik çatılı ve üçgen alınlıklı buharlı endüstriyel bir değirmen. 1870 yılında yapım izni alan bu yapı, şehirdeki endüstriyel dönüşümün erken örneklerinden biriydi. Uzun süre harabe halinde kalan değirmen, restorasyon çalışmalarının ardından İbn Haldun Üniversitesi kampüsüne dönüştürülüyor.


    Su ve At Değirmenlerinin Hakimiyeti


    İstanbul'daki değirmen kültürüne bakıldığında, asıl yaygın olan türlerin at ve su değirmenleri olduğu görülüyor. 17. yüzyıl kayıtlarına göre şehirde 925 adet at değirmeni bulunuyordu. Kırkçeşme bölgesinde ise Evliya Çelebi'nin kaydettiği, halka açık olmayan dört su değirmeni yer alıyordu. Galata ve Üsküdar gibi bölgelerdeki değirmenler de ağırlıklı olarak bu türlerde faaliyet gösteriyordu.


    Yangınlar ve Sosyo

  • Ekonomik Düzen


  • Değirmenlerin kent hayatındaki merkezi konumu, yaşanan felaketlerde daha net anlaşılıyordu. 1660 Ayazmakapısı Yangını'nda değirmenlerin yok olması, şehri açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştı. Bu yapılar aynı zamanda sıkı bir düzen içinde işliyordu; değirmen taşları Foça'dan getirilme zorunluluğu bulunurken, atların saman ihtiyacı Büyükçekmece ve Küçükçekmece'den karşılanıyordu.


    Koruma Çabaları ve Günümüze Yansımalar


    Kadıköy'deki yel değirmenlerinden geriye fiziki bir iz kalmasa da, Yeldeğirmeni semti bu kültürel mirası adında yaşatmaya devam ediyor. Semt, İstanbul'un ilk apartman semti olarak bilinmekte ve Art

  • Nouveau mimarisi ile dikkat çekmekte. Unkapanı Değirmeni'nin restorasyonu ise endüstriyel mirasın korunması ve işlevsel hale getirilmesi açısından umut verici bir proje olarak öne çıkıyor. Sokak sanatı ve kültürel etkinliklerle canlanan bölge, tarihle modern yaşamın iç içe geçtiği bir kimlik kazanmış durumda.