Gözden kaçırmayın
İstanbul'un Kalbinde Bir Sakinlik Vahası: Kuzguncukİstanbul'un kalbinde, Fatih'in tarihi dokusunu en iyi yansıtan semtlerinden biri olan Karagümrük, asırlık hikayeleriyle günümüze ışık tutuyor. Semt, ismini Osmanlı dönemindeki gümrük eminliğinden alıyor ve şehrin ilk Türk yerleşim yeri olma özelliği taşıyor.
Bir Semtin Tarihi Kimliği
29 Mayıs 1453'te Fatih Sultan Mehmed ve ordularının İstanbul'a Edirnekapı'dan girip ilk ayak bastığı bölge olarak kabul edilen Karagümrük, tarih boyunca ulemanın, medrese öğrencilerinin ve esnafın yaşadığı bir merkez oldu. Tarihçi İlber Ortaylı'nın da belirttiği gibi, "eski İstanbul'un izlerini en çok taşıyan semtlerinden" biri olarak nitelendiriliyor. Mihrimah Sultan Camii, Mesih Paşa Camii ve geleneksel ahşap evler semtin karakterini oluşturuyor.
Canfeda Hatun'un Mirası
Semtte "Canfeda Kıraathanesi" adında bir mekanın varlığına dair bir kayıt bulunmazken, Osmanlı tarihinde önemli bir kişilik olan Canfeda Hatun'un burada bıraktığı izler dikkat çekiyor. III. Murad'ın annesi Nurbanu Sultan'ın harem kethüdası olan Canfeda Hatun, 1584 yılında Karagümrük'te, Nureddin Cerrahi Tekkesi'nin yanında Canfeda Hatun Camii'ni inşa ettirdi. Ayrıca İstanbul'da ve Kocaeli'nde onun adına yapılmış çeşmeler bulunuyor.
Kıraathane Kültürü ve Sohbet Geleneği
Kıraathaneler, 16. yüzyıldan itibaren İstanbul'da kahve içilen, kitap okunan, sanat ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı önemli kültürel mekanlar olarak varlığını sürdürdü. Üsküdar Çiçekçi Kahvesi, Direklerarası'ndaki Fevziye Kıraathanesi gibi mekanlar, dönemin aydınlarının buluşma noktalarıydı. Modern iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla geleneksel kıraathane kültürü büyük ölçüde değişime uğradı.
Günümüzde Karagümrük
Semt, son yıllarda artan yapılaşma ve nüfus değişimiyle karakteri bir miktar değişmiş olsa da, çarşısı ve dar sokaklarında eski İstanbul havası hissedilebiliyor. Renkleri kırmızı
- siyah olan ve tulumbacı geleneğinden gelen Fatih Karagümrük Spor Kulübü de semtle özdeşleşmiş durumda.


Yorumlar
Yorum Yap